Mektubatı Mahmudiyye 2 Cilt Takım
Üstadımız Mahmud Efendi Hazretleri`nin İslacirc;m davasını birlikte omuzladığı dostlarına yazdığı mektupların toplanıp derlendiği çalışmadır. Üstadımız tarafından dinicirc; terviç adına kaleme alınan bu kıymetli mektuplar, şüphesiz emr-i bi`l-malsquo;rucirc;fun satırlara dökülmüş halini göstermekte, Üstadımızın şefkatli bir anne misali, uzak mesafede bulunan manevicirc; kardeşlerine karşı nasıl engin rahmetinin olduğunu da yansıtmaktadır. Aynı zamanda imanın halacirc;vetini, yakicirc;nin hikmetini saçan bu mektuplar, kendini insanlığa adamış nazlı bir kulun; güzel ahlacirc;kı, vefayı, acirc;li himmet olmayı nasıl kelimelere sığdırdığını da anlatmaktadır.
Osmanlıca olarak Üstadımızın kaleminden dökülen bu mektupların hangi gaye ile yazıldığı yine üstadımızın şu ifadesiyle açık bir şekilde anlaşılmaktadır; ldquo;Allah`ı (Celle Celacirc;lühucirc;) seven, onun kullarını da sever. Allah`ın (Celle Celacirc;lühucirc;) kullarını seven, onların hidayeti ve ebedicirc; kurtuluşu için çalışır. Kur`acirc;n-ı Kericirc;m`den başka hiçbir şeyle uğraşmamakla nimetlendirildiğim hayatımda, büyüklerimden ve hocalarımdan öğrendiklerimi her vakit başkalarıyla paylaşmaya gayret göstermişimdir. Sesimin ulaştığı yere sözle, ulaşamadığına da mektuplar göndererek ifade-i meramda bulunmuştum. Zaman her şeyi maziye çevirse de bir tek, kitaba hüküm geçiremezmiş. Bu hakikatin tecellisi olarak dün yazdıklarımın bugün eskimeden derlenip toplanıp gün yüzüne çıkması ve istifadeye sunulması beni fazlasıyla mesrur etmiştir. Gayret-i Diniyyemin satırlara dökülmüş hali olan bu mektupların, Allah`ımın (Celle Celacirc;lühucirc;) kullarına faideli olmasını dilerken, bütün dostlarımdan hüsn-i hacirc;timem için dua isteyerek hepsini Allah Teacirc;lacirc;`ya emanet ederim.rdquo;
Cemacirc;lini muhabbete, Celacirc;lini haşyete, Rahmetini de her türlü mazhariyete vesile kılan Cenacirc;b-ı Hakk`a nihayetsiz hamd ve senalar olsun. Allah`ın Celle Celacirc;lühucirc; merhameti, meleklerin istiğfarı, kulların da duası, zuhucirc;r-u evvel, vücucirc;d-u acirc;hir, makacirc;m-ı acirc;li, şacirc;n-ı nacirc;mütenacirc;hi; Peygamberimizin ve O`nun Acirc;l ve Ashacirc;bının üzerine olsun.
Ehl-i semanın yerdekilere imrendikleri çağlar maziye dönüştükçe, beşeriyetin, sığınacağı bir limana olan ihtiyacı her zamankinden daha fazla artmaktadır. Gün geçtikçe kararmaya devam eden Ümmet-i İslacirc;m`ın bahtı, artık oturduğu dala balta sallamakla övünüp avunmaktadır. Acirc;lemin her zerrede bir nur, her katrede bir zuhur fark ettiği, Hakk`a ibadeti bir onur itikad ettiği demler, aramızdan birer birer ayrılınca, Cenacirc;b-ı Rahmacirc;n her yüzyılda olduğu gibi yeniden kulların yüzüne gülmüştür. Onlara, itaat etmenin güzelliğini anlatacak, zenginlikte, toklukta, rahatta buldukları hazzın çok daha büyüğünün, fakirlikte, açlıkta ve Allah için rahatını terk edip uykusuz ve yorgun düşmekte elde edilebileceğini gösterecek rehberler göndermiştir. Eşyada esma, esmada müsemma görmeye muktedir bu rehberler, insana, ateşle oynarken elini yakmamayı öğretmişlerdir. Yaradan`ın bütün her şeyi kendisi için var ettiği insan, düştüğü kuyudan bu ele tutunarak çıkacak ve imanın ihsan mertebesine yine bu elle ulaşacaktır.
Mürid ve muhibbicirc;nin bütününde tasarruf eden bu mürşidler, zerreden umman, katreden derya çıkarırcasına sacirc;liklere yol, taliplere yön vereceklerdir. Yolunu bulan sacirc;lik artık uyumak için geldiğini zannettiği bu acirc;lemde uyandırmak için var olduğunu anlayacak ldquo;Her şeyi senin için yarattımrdquo; diyen Cenacirc;b-ı Vehhacirc;b`a ldquo;Ben de her şeyi senin için terk ettimrdquo; diyebilecek bir iman kıvamına erecektir.
Bir inanç uğruna yaşamanın, onun için ölmekten daha zor hale geldiği, doğruları savunmaktan çekinip yanlışları alkışladığımız bir zaman da bize yeni bir dünya bahşeden Allah`ımıza nihayetsiz şükürler olsun. Ümitlerimizin son kuruşunu harcamaya ramak kala, bizi nazlı dostuyla buluşturup onun sevgisini bahşetmiştir. Böylece acılarımızdan tat, zehirlerimizden panzehir çıkarmanın sırrını bir nebze anlama fırsatına ermiş olduk. Her cevabında binlerce istifham, her adımında sonsuz uçurumların sahibiyken, ilim ve hikmet kıblesine dönüşüverdi içinde yaşadığımız dünyamız.
ldquo;Her şeyi bırakın! Hayatta yalnızca Allah`ın müşterisi olunrdquo; diyen sese kulak verdikçe, zararlarımız kacirc;ra, yoklarımız vara, vesveselerimiz de karara dönüştü. Her saniyesinde bin hata, her nefesinde yüz bin isyan taşıyan hayatımız, Onunla ikinci bir hayata dönüştü. Bütün kararlar isabetli, bütün hareketler hikmetli oluverdi bir anda. Her makam ve mekacirc;na uygun edebi ve hikmet dolu yaşayışıyla görülmesi gerekeni görüp, asıl kulak verilecek sesi fark ettik. Aşk ve irfanın kaybolup saklansa da asla ölmeyeceğini onunla öğrendik. İkinci ve ebedicirc; bir hayatın hayırla yacirc;d edilmek olduğunu dinledik bal tadında sohbetlerinde.
Yanındakileri kendi elleri ile yedirip doyururken uzaktakileri unutmadı. Mesafelere meydan okudu. Bazen kendi vardı sevenlerin kapısını çaldı. Bazen de mektuplar yazdı gönderdi. Okursanız görecek ve hissedeceksiniz; onun mektuplarında bir yanık kokusu alırsınız. İmanın halacirc;vetini, yakicirc;nin hikmetini bulursunuz. Kendini insanlığa adamış nazlı bir kulun, güzel ahlacirc;kı, vefayı, acirc;li himmet olmayı nasıl kelimelere sığdırdığını görürsünüz. Noktasına virgülüne kadar, hayat defterinin, Allah`ın muradına uygun nasıl yazıldığını okursunuz. Tek gayeninHAK, tek sermayeninHAKİKAT, en güzel yolun daTARİKATolduğunu anlarsınız. Kur`acirc;n`ı okudukça O`na, O`nu tanıdıkça, Kur`acirc;n`a daha fazla hayran olursunuz. Yeniden doğarsınız. ldquo;Her dem yeni doğarız. Bizden kim usanası.rdquo; demek üzere.
Her satırının ve kelimesinin bir Allah dostunun kaleminden çıktığı şuuruyla okunup, derin bir tefekkürle birlikte istifade edilmesini temenni eder, bütün müminlere nihayetsiz terakkiler dileriz.
Dil : Türkçe
Boyut : 17 x 24 cm
Sayfa Sayısı : 912