Üretici:Yasin Yayınevi
Ürün Kodu:9786053460190
Yazar AdıMuhammed Ali Sabuni
Kapak Kağıt TürüCiltli Samuha Kağıt
Dili:Türkçe
Sayfa Sayısı:4200
Tedarik Süresi
Stok Durumu:Stokta Yok
-
Yasin YayıneviMuhtasar İbni Kesir Tefsiri Tercümesikitabınıincelemektesiniz.7 cilt İbni Kesir Tefsiri Tercümesikitabıhakkındayorumları okuyupkitabınkonusu,özeti,fiyatı, satışşartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz. Yaratan Rabbinin adıylaoku. O, insanı rdquo; alakrdquo; dan yarattı.Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2 Muhtasar İbni Kesir Tefsiri Tercümesi Bugüne kadar yazılmış, bütüntefsirleribir araya getiren şaheser.Kur acirc;n-ı Kericirc;mi anlamak istiyorsanız; Kur acirc;n ın Kuracirc;n la tefsicirc;riniöğrenmek istiyorsanız,Kur acirc;n ın Hadislerle Tefsicirc;riniöğrenmek istiyorsanız, Ashacirc;b-ı Kiracirc;m ın Kur acirc;n ı nasıltefsicirc;rettiğini bilmek istiyorsanız,İbn Kesicirc;ri okumalısınız. Ouml;nsözKur`acirc;n`ı bize indiren, öğreten ve açıklayan Allah`a hamd olsun. Ahlakı Kur`acirc;n olan Peygamber efendimiz Hz. Muhammed`e (sallallahu aleyhi ve sellem), ashabına ve ailesine salacirc;t ve selacirc;m olsun.Tercümeetmekte olduğumuz kitap,İbn Kesicirc;rdiye meşhur olan Ebucirc;`l-Fidacirc; İsmail b. Ouml;mer b. Kesicirc;r`in (ö.774/1373) Tefsicirc;ru`I-Kur`acirc;ni`l-Azim adındakirivayet tefsirininmuhtasarıdır.Söz konusutefsiri Muhammed Ali es-Sacirc;bucirc;nicirc;ihtisar etmiştir. İhtisar edilen eserlerin genelinde olduğu gibi söz konusu eser de bazı kusur ve eksiklikler içermekte; fakatSacirc;bucirc;nicirc;lsquo;nin, isnacirc;dları hazf edip mükerrer bazı rivayetleri almamış olması okuyucuya birçok yönden kolaylık sağlamaktadır. Bilindiği üzeretefsirler rivayet ve dirayet olmak üzere iki kısma ayrılmakshy;tadır. Rivayettefsiri, hadicirc;slere ve selefin yorumlarına dayanantefsirçeşididir. Dirayet tefsiri rivayetten ziyacirc;de dil, edebiyat, kelacirc;m, fıkıh, sosyoloji, dinler tarihi vb. diğer ilimlerden istifade edilerek hazırlanan tefsir çeşididir. Rivayet tefsirinde öncelikle Hz. Peygambere ait bir bilgi varsa o verilir, sonra sahabe, akabinde de tabiicirc;n ve selef büyüklerinin açıklamaları verilir. Rivayet tefsirleri içinde Tabericirc;`ye ait Camiu`l-beyacirc;n an tevili acirc;yi`l-Kur`acirc;n veİbn Kesirintefsiribu alanda en yaygın ikitefsirdir. Fakat Tabericirc;`nin söz koshy;nusutefsiriisrailiyyat ve mevzu hadicirc;sler içerdiğinden dolayı bazı kesimler tashy;rafından tenkit edilmiş,İbn Kesicirc;rise söz konusu itirazları dikkate alarak rivayet açısından daha sağlıklı bir tefsicirc;r oluşturmuştur. Rivayettefsiridenildiğinde sadece rivayetleri içeren bir tefsicirc;r olduğu akla gelse de durum zannedildiği gibi değildir; çünkü iyi şekilde incelendiğinde Tabericirc; ve İbn Kesicirc;r`in, yeri geldishy;ğince dil ve fıkhicirc; konuları çok güzel şekilde ele aldıkları ve bazen ayetlere dirayet tefsirlerinden daha güzel yorumlar getirdikleri görülecektir.İbn Kesicirc;r,Şafiicirc;, Eş`aricirc;, İbn Teymiyye`nin öğrencisi ve Mizzicirc;`nin damadı olması gibi kendisinde zıt birçok vasıf barındırmış bir şahsiyettir. Bu farklı özellikleri şahsında barındırması tefsirine de yansımıştır. Ouml;rneğin hadicirc;sleri bir muhaddis tenkitçiliği ile ele almakta, fıkhicirc; konularda Şafiicirc; olduğuna lsquo;ashabımız` diyerek temas etmekte, kelacirc;m konularında Eş`aricirc;`yi savunmaktashy;dır; fakat talak gibi bazı konularda hocası İbn Teymiyye`nin izinden gittiği için bazı meşakkatlere de maruz kalmıştır. İbn Kesicirc;r, olabildiğinde orta bir yol izlemekte ve bundan dolayı daha sert duran İbn Kayyim ile aralarında bazı anlaşmazlıklar yaşanmıştır.İbn Kesir,söz konusu tefsirde mukaddimesinde vurguladığı gibi Kur`acirc;n`ı Kur`acirc;n`la tefsicirc;r ermeye büyük önem vermiş ve yeri geldiğinde ilgili ayetlere atıflarda bulunmuştur. Ayrıca aktardığı hadicirc;sleri de diğer yazarlara göre daha seçici davranmış, zayıf ve garib hadicirc;slere hüküm vermekten de geri durmashy;mıştır. İbn Kesicirc;r lsquo;in. söz konusu tefsicirc;rinde özellikle Tabericirc;. İbn Ebicirc; Hatim ve ibn Atiyye`nin tefsirlerinden çok istifade ettiği görülmektedir. Söz konusuİbni Kesir Tefsiritercümeedilirken önce ayetlerin Arapçası, sonra Diyanet Vakfı Mealinden ayetlerin meali, akabinde de ayetler kalın ve italik, Hz. Peyshy;gamber`in sözleri ise normal ve italik şekilde verilmiştir. Arapça acirc;yetlerden sonra verilen bütün mealler, Hayrettin KARAMAN, Ali Ouml;ZEK, İbrahim Kacirc;fi DOuml;NMEZ, Mustafa ÇAĞRICI, Sadrettin GÜMÜŞ ve Ali TURGUT tarafından hazırlanmış Türkiye Diyanet Vakfı Mealinden alınmış; fakat tefsicirc;r içindeki acirc;yetler, ihtiyaç duyulduğunda tefsire uygun şekilde yeniden tercüme edilmişshy;tir. Söz konusu tefsicirc;r, başından Nisa Sucirc;resinin sonuna kadar ve ayrıca Enam Sucirc;resi Mehmet YAZICI tarafından, Macirc;ide Sucirc;resi Mansur KOÇİNKAĞ tarafınshy;dan, A`racirc;f Sucirc;resinden Nucirc;r Sucirc;resine kadar Emin KARA tarafından, Nucirc;r Sucirc;resinden Nemi Sucirc;resine kadar ve ayrıca Sebe` Sucirc;resi Yunus İNANÇ tarashy;fından. Kasas sucirc;resinden -Sebe` hariç- Tucirc;r Sucirc;resine kadar, ayrıca Neberdquo; Sucirc;resinden sonuna kadar Avnullah Enes ATEŞ tarafından, Tucirc;r sucirc;resinden Mürselacirc;t Sucirc;resine kadar olan kısım ise Muhammet Ali KOCA tarafından tershy;cüme edilmiştir. ( ibni kesir tefsiri kitap , 7 cilt ibni kesir tefsir , muhtasar ibni kesir tefsir kitabı , sabuni ibn kesir tefsiri , tercümesi , Yasin yayınları , muhtasar ibni kesir tefsiri )Mansur KOÇİNKAĞ Sacirc;bucirc;ni`nin MukaddimesiHamd Allah`a mahsustur. Biz de ona hamdediyor, O`ndan yardım istiyor, bizi doğru yola iletmesini talep ediyor ve nefsimizin şerrinden, amellerimizin kötülüğünden O`na sığınıyoruz. Allah`ın hidayet ettiği kimseyi saptıracak hiç kimse yoktur. O`nun saptırdığı kimseye de hidayet edecek hiç kimse yoktur. Allah`tan başka hiçbir ilah olmadığına, onu tek olduğuna ve hiçbir ortağının olmadığına şehadet ederim. O,Yüce Kitabınıikna edici bir hüccet, parlak bir burhanla öğüt ve kalplere şifa. müminlere hidayet ve rahmet olarak indirmişshy;tir. Efendimiz Hz. Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)`in de Allah`ın kulu ve kendisine ldquo;insanlara, kendilerine indirileni açıklaman için ve düşünüp anlasınlar diye sana da bu Kur`an`ı indirdikrdquo;lsquo; acirc;yetinin nazil olduğu Allah`ın peygamberi olduğuna şehadet ederim. Allah`ın salacirc;t ve seshy;lamı onun, acirc;linin, hidayet yıldızları, ilim ve irfan güneşleri olan ashabının, kıyamet gününe kadar onlara en güzel şekilde tabi olanların üzerine olsun. Allah (Celle Celalühü) yücekitabıiçin hidayet rehberi ve din imamlarından takvalı, ihlaslı ve vefalı alimler göndermiştir. Bunlar yüce Kur`acirc;n`a hizmetine kendilerini adamışlardır. Bütün gayretlerini onun manalashy;rını açıklamaya, sırlarını beyan etmeye, inceliklerini ortaya çıkarmaya, ondaki hüküm ve sırları, ihtiva ettiği güzellik ve hayret çekici yönleri ortaya çıkarmaya harcamışlardır. Onlardan bir kısmı bunu yaparken icaz metodunu kullanırken bir kısmı da uzun ve geniş bir şekilde anlatma metodunu benimsemişlerdir. Onlardan bir kısmı tefsirlerini sadece rivayetlere hasrederken bir kısmı da tefshy;sirlerinde hem rivayete hem de dirayete yer vermişlerdir. Müfessirlerin kulshy;lanmış olduğu daha farklı kadim ve moderntefsirmetotlarına göretefsirkashy;leme alanlar da olmuştur. lsquo; Nahl 16/44 İmam. Allacirc;me, Hafız Ebucirc;`l Fidacirc; İsmail b.Kesir[1](ö. 774) büyük ve meşhur tefsir imamlarının en önde gelenidir. Zira o ldquo;Tefsirü`l Kur`acirc;n`il Azicirc;mrdquo; ismini verdiği bir tefsir kitabı kaleme almıştır. Onun bu eseri rivayet tefsirlerinin en güzeli ve en sağlamıdır. Bu eser hem rivayeti hem de dirayeti cem etmiştir. Bu eserinde İbn Kesir, Kur`acirc;n`ı Kur`acirc;n`la, sonra senetleriyle birlikte meşhur hashy;dislerle tefsir eder. Sırası geldiği zaman senedleri cerh ve tadil bakımından değerlendirir. O hadislerden hangilerinin sahih, hangilerinin zayıf, hangilerinin garib hangilerinin şaz olduğunu açıklar. Daha sonra sahabe ve tabiinden geshy;len rivayetleri zikreder. Suyucirc;ti, İbn Kesir`in bu eseri hakkında şöyle demiştir: ldquo;Bu eserin tarzında başka bir eser telif edilmemiştir.rdquo; İbn Kesir -Allah ona rahmet eylesin- tefsirinin mukaddimesinde, tefsishy;rinde izlemiş olduğu metodu açıklamış ve şöyle demiştir: Eğer ldquo;en güzel tefsir metodu hangisidir?rdquo; diye bir soru soran olursa bunun cevabı şudur: En doğru tefsir metodu Kur`acirc;n`ın Kur`acirc;n`la tefsir etmektir. Çünkü Kur`acirc;n`ın bir yerinde mücmel bırakılan husus başka bir yerde uzunca açıklanmıştır. Eğer bu sana zor gelirse sünnete başvurman gerekir. Çünkü o Kur`acirc;n`ın şerhi ve açıklayıcı-sıdır. Hatta İmam Şafiicirc; -Allah Rahmet eylesin- şöyle demiştir: Resucirc;lullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)`in vermiş olduğu hükümlerin hepsi, Kur`acirc;n`dan anlamış olduğu şeydir. Allah (Celle Celalühü) şöyle buyurmuştur: ldquo;Allah`ın sana gösterdiği şekilde insanlar arasında bükmedesin diye sanaKitabıhak ile inshy;dirdik.rdquo;[2], ldquo;Biz buKitablsquo;ı sana sırf hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklayasınve iman eden bir topluma da hidayet ve rahmet olsun diye indirdik.rdquo;[3], ldquo;insanlara, kendilerine indirileni açıklaman için ve düşünüp anlasınlar diye sana da bu Kur`acirc;n`ı indirdik. ldquo;sResucirc;lullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de şöyle buyurmuştur: ldquo;Dikkat ediniz! Bana Kur`acirc;n lsquo;la birlikte onun bir benzeri verilmiştir. rdquo; Bu ifadesiyle sünshy;neti kastetmiştir. Sünnet de tıpkı Kur`acirc;n-ı Kerim gibi vahiy kaynaklıdır. Sadece Kur`acirc;n gibi namazda tilavet olunmaz. Bunu ifade etmemizdeki amaç, Kur`acirc;n`ın tefsirini önce Kur`acirc;n-ı Kerim`de araman gerektiğini eğer burada bu-lamazsan sünnete başvurman gerektiğini vurgulamaktır. Ne Kur`acirc;n`da ne de sünnet de bulamazsan bu durumda sahabenin görüşlerine başvururuz. Ayetlerin nüzul sürecindeki karinelere ve durumlara şahit olmaları hasebiyle tefsiri en iyi bilenler onlardır. Ayrıca onlar tam bir anlayış, sahih bilgi ve salih amel sahibiydiler. Ouml;zellikle de Hulefa-ı Raşidin, Abdullah b. Mes`ud gibi acirc;lim ve büyük seçkin sahabeler.6İçinde yaşadığımız asırda insanların dini kültürden istifade etmeye yönelshy;diğini görüyoruz. Ouml;zellikle de Yüce Kur`acirc;n`ın tefsirine ve sünnet-i nebeviyyeye. Çoğu zaman insanlar sorar: En anlaşılır ve okuyan için az zashy;manda en faydalı olacak tefsir hangisidir? Bu soru karşısında insan şaşkın ve suskun bir şekilde kalır. Verecek bir cevap bulamaz. Zira malum olduğu üzere tefsir kitapları çoktur. Onlar birçok değerli ve faydalı bilgiler, büyük dini inceshy;liklerle doludur. Fakat onlann birçoğu belagat, nahiv, sarf, fıkıh, usucirc;l ve kıraat ilmi gibi -ancak erbabının anlayabileceği- diğer ilimlere ait teknik ıstılahlarla doludur. İşte bu yüzden genel olarak insanların yüce Kur`acirc;n`ı anlayabilmesi için bu zorluğun ortadan kaldırılması ihtiyacı hasıl olmuştur. Bu da kolay ve akıcı bir metod benimsenerek yapılabilir. Bazı değerli dostlarımız ndash; ki değerli dostum Darü`l Kur`acirc;n`il Kerim genel müdürü de bunlardan biridir- çok faydalı olmasını, Kur`acirc;n`ı Kur`acirc;n`la, sonra sünnet-i mutahhare ile daha sonra da sashy;habe ve tabiin kavli ile tefsir etmesi sebebiyle diğer tefsirlerden aynlması ve çok faydalı bir eser olmasını göz önünde bulundurarak Allame İbn Kesir`in tefsirini ihtisar etmemizi istediler. İbaresinin açık ve kolay olması, rivayet ve dirayet olgusunu cem etmesi de bu eseri diğer tefsirlerden ayıran özelliklerdir. Daha önce İmam Suyucirc;ticirc;`nin bu eserle ilgili olarak ldquo;bu eser tarzında başka bir eser kaleme alınmamıştırrdquo; sözünü aktarmıştık ki bu gerçekten üzerinde düşüshy;nülmesi ve ibret alınması gereken bir ifadedir. Alemle İbn Kesir lsquo;in bu eserinden birçok üstün özellikleri olmasına rağmen ancak seçkin alimler istifade edebilmektedir. Bu da eserin uzun ve zikredilmeshy;sine ihtiyaç olmayan şeyleri ayrıntılı bir şekilde ele alması sebebiyledir. Ouml;zelshy;likle de rivayet edilen haberlerin ve büyük çoğunluğu sahih hadis kitaplarında geçen hadislerin senetlerinin zikredilmesi, ayrıca bu senetlerin cerh ve tadil bakımından değerlendirilmesi, bahsedilmesi zaruri olmayan fıkhicirc; ihtilaflara yer verilmesi buna sebep olmaktadır. İşte bu sebeplerden dolayı bu eserden ancak şericirc; ilim talebelerinden çok özel bir grup ancak istifade edebilmektedir. Bundan dolayı biz bu kitabı ihtisar etmeye, karar verdik. hellip; İbn Kesir`in mukaddimesiİhtisar ederken takip edilen metod: Butefsiriihtisar ederken aşağıda maddeler halinde kısaca zikretmiş olduğum metodu takip ettim. Hadislerin uzun senetleri hazfedilmiş, sadece sahabe ravisinin isminin verilmesiyle yetinilmiştir. Ayrıca dipnotta bu hadisi Buhacirc;ricirc;, Müslim gibi kimin tahriç ettiğine işaret edilmiştir. Müellifin Kur`acirc;n`ı Kur`acirc;n`latefsiretme metodu gereği istişhad etmiş olshy;duğu ayetlerin sadece konuyla ilgili olarak şahit getirilen kısmı zikredilmiştir. Çünkü buradaki asıl amaç ayetin zikredilmesidir. Biz maksat hasıl olacak şeshy;kilde ayetin tamamını zikretmeden ilgili yere işaret etmekle yetindik. Sadece sahih hadisleri zikretmeye, zayıf olan hadisleri veİbn Kesir`insenedi sabit olmadığına dikkat çektiği rivayetlere yer vermemeye çalıştık. Rivayetletefsiredilirken İbn Abbas ve İbn Mes`ud gibi meşhur sahabelerin -Allah hepsinden razı olsun- görüşlerine yer vermeye, onlardan nakledilen en sahih rivayetleri dikkate almaya çalıştık. Tabiinden meşhur olanlardan gelen sahih rivayetleri dikkate alarak onlardan gelen bütün görüşleri zikretmedik. Çünkü bu görüşlerin bazısı -tıpkı diğer rivayetlerde de olduğu gibi- zayıf bazısı ise kuvvetlidir. Bu yüzden en sahih, en derli toplu, en tercihe şayan olan hangisi ise onu vermeye çalıştık. Saymış olduğumuz sebeplerden dolayı diğerlerini zikretmeye gerek duymadık. Müellif ister reddetmek için isterse de herhangi bir kesinlik ve katiyet olmaksızın sadece istişhad için zikretmiş olsun herhangi bir ayrıma gitmeden israiliyata dair rivayetlere yer vermedik. Çünkü sahih rivacirc;yetlerdeki bilgiler israilicirc; rivayetlere ihtiyaç bırakmamaktadır. Zikredilmesi zaruri olmayan ahkama dair meselelere ve fıkhicirc; ihtilaflara yer vermedik. Çok uzatmadan ve dağıtmadan sadece zaruri olanları zikrettik.Allame İbn Kesirlsquo;in ihtisar ettiğimiz bu eserine şu kısa mukaddimeyi kashy;leme alırken son olarak bu kıymetli eserin basılmasında,yayınlanmasında,tashihinde, düzenlenmesinde, muhterem okuyucularımızın beğenmesini ümid ettiğim bu güzel şekilde ortaya çıkarılmasında takdire şayan emeklerinden dolayı ldquo;Darü`l Kur`acirc;n`il Kerimrdquo;e en derin şükranlarımı sunuyorum. Allah`tan bütün Müslümanların bu eserden istifade etmesini, bunu nza-sına uygun bir amel olarak kabul etmesini, hakkında ldquo;O gün, ne mal fayda verir ne de evlacirc;t. Ancak Allah`a kalb-i selim (temiz bir kalp) ile gelenler (o günde fayda bulurrdquo; buyrulan kıyamet günü sevabından bizi nasibdacirc;r etmesini dilerim.Prof. Dr. Muhammed Ali es-Sabucirc;nicirc;Kral Abdulaziz Üniversitesi Şeriat ve İslami Araştırmaları Fakültesi İbn Kesicirc;r`in Mukaddimesi Şeyh Hafız ldquo;İmaduddicirc;n Ebucirc;`l Fidacirc; İsmail b.Kesirrdquo; ndash; Allah kendisine rahmet etsin ve ondan razı olsun ndash; şöyle demiştir:Kitabınahamd ile başlayıp ldquo;Hamd (övme ve övülme), acirc;lemlerin Rabbi Allah`a mahsusturrdquo;7buyuran, yaratmaya hamd ile başlayıp ldquo;Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah`a mahsusturrdquo;8buyuran, yaratmayı hamd ile bitirip cennetliklerin ve cehennemliklerin akıbetinden bahsettikten sonra ldquo;Artık aralarında adashy;lette hükmolunmuş ve ldquo;acirc;lemlerin Rabbi olan Allah`a hamdolsunrdquo;9 buyuran Allah`a hamd olsun. Hamd, hem dünyada hem de ahirette O`na mahsustur. Yani yaratmış olshy;duğu ve yaratmakta olduğu her şeyde hamd O`nadır. Bütün her şeyde hamde layık olan O`dur. Bundan dolayı cennetliklere, nefes ilham edilir gibi Allah`ı teşbih etmeleri ve O`na hamd etmeleri ilham edilecek. ldquo;Onların orashy;daki duası: ldquo;Allah`ım! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz!rdquo; (sözleshy;ridir). Orada birbirleriyle karşılaştıkça söyledikleri ise ldquo;selacirc;mrdquo; dır. Onların dualarının sonu da şudur: Hamd, acirc;lemlerin Rabbi Allah`a mahsustur. ldquo;10Hamd ldquo;İnsanların peygamberlerden sonra Allah`a karşı bir bahashy;neleri olmaması için müjdeleyici ve sakındırıcı olarakrdquo;lsquo;1peygambershy;ler gönderen Allah`a mahsustur. O, peygamberlerini Arap, Ummicirc;, Mekkeli ve yolların en doğrusuna götüren peygamberle hitacirc;ma erdirmiştir. Onu, risaletle gönderilmiş olduğu günden kıyametin kopmasına kadar, bütün insanlara ve cinlere peygamber olarak göndermiştir. Nitekim Allah (Celle Celalühü) şöyle buyurmuştur: ldquo;De ki: Ey insanlar! Gerçekten ben sizin hepinize, gökshy;lerin ve yerin sahibi olan Allah`ın elçisiyim.rdquo;lsquo;2, Başka bir ayette de ldquo;Bu Kur`acirc;n bana, kendisiyle sizi ve ulaştığı herkesi uyarmam için vahyolundu."rdquo;3Resucirc;lullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de bir hadisinde şöyle buyurmuştur: ldquo;Ben kızıl tenli ve siyah tenli insanlara gönderildim. rdquo; Allah`ın salacirc;t ve selamı onun üzerine olsun. 0, bütün varlıklara, insanlara ve cinlere Allah`ın AzızKitaplsquo;tan ona vahyetmiş olduğu şeyleri tebliğ etmek üzere gönshy;derilmiş olan Allah`ın elçisidir. Okitapki ldquo;Ona önünden de ardından da bacirc;tıl gelemez. O, hikmet sahibi, çok övülen Allah`tan indirilmişshy;tir.sup1;47 Fatiha 1/18 En`acirc;m 6/19 Zümcr 39/7510 Yucirc;nus 10/10 11 Nisa 4/16512 A`racirc;f 7/15813 En`acirc;m 6/19 sup1;4 Fussilet 41/42 Allah`ın kelamının manalarını ortaya çıkarmak, onutefsiretmek, muhteshy;mel manalarını araştırmak, onu öğrenmek ve öğretmek acirc;limlere vaciptir. Nishy;tekim Allah (Celle Celalühü) şöyle buyurmuştur: ldquo;Allah, kendilerinekitapverilenlerden, ldquo;Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizleshy;meyeceksinizrdquo; diyerek söz almıştı. Onlar ise bunu kulak ardı ettiler, onu az bir dünyalığa değiştiler. Yaptıkları alış-veriş ne kadar kötü!"rdquo;5Böyle buyurmak suretiyle Allah (Celle Celalühü) ehl-ikitabı,kitaplashy;rından yüz çevirmeleri, dünyanın ve dünyalık malın peşinde koşmaları sebeshy;biyle zemmetmiştir. Dolayısıyla bize düşen görev Allah`ın onları zemmetmiş olduğu şeyden kaçınmak, O`nun emrettiği gibi bize indirmiş olduğukitabıöğrenip öğretmek, anlayıp anlatmaktır. Nitekim O şöyle buyurmuştur: ldquo;iman edenlerin Allah`ı anma ve O`ndan inen Kur`acirc;n sebebiyle kalplerinin ürpermesi zamanı daha gelmedi mi?rdquo;16Allah (Celle Celalühü) bu ayeti zikrederek, tıpkı ölümünden sonra yeryüshy;züne hayat verdiği gibi kalplere de iman ile hayat verdiğine, günahlarla ve masiyetle kararıp katılaştıktan sonra onu yumuşattığına dikkat çekmiştir. Allah`tan ümit ettiğimiz ve talep ettiğimiz şey bize de bunu bahşetmesidir. Zira O çok cömerttir ve ikram sahibidir. Eğer birisi: ldquo;En güzeltefsirmetodu hangisidir?rdquo; diye soracak olursa cevap olarak şöyle deriz: En doğrutefsirmetodu, Kur`acirc;n`ı Kur`acirc;nlatefsiretmektir. Zira Kur`acirc;n`ın bir yerinde mücmel bırakılan bir husus, başka bir yerinde açıklanmıştır. Eğer bu sana zor gelirse sünnete başvurman gerekir. Çünkü o, Kur`acirc;n`ınşerhive açıklayıcısıdır. Nitekim Allah (Celle Celalühü) şöyle buyurmuştur: ldquo;İnsan lara, kendilerine indirileni açıklaman için ve düşünüp anlasınlar diye sana da bu Kur`acirc;n`ı indirdik. ldquo;!/Bundan dolayı Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de şöyle buyurmuştur: ldquo;Dikkat edin! BanaKur`acirc;nve onunla beraber bir benzeri verilmiştir. ldquo;rdquo;rdquo;Yani sünnet-i mutahhara verilmiştir.15Al-i İmracirc;n 3/18716Hadicirc;d 57/16 Bundaki maksat. Kur`acirc;n-ı Kur`acirc;n`latefsiretmeni temin etmektir. Eğer Kur`acirc;n`da aradığıntefsiribulamaz isen o takdirde sünnete başvurman gerekir. Biz aradığımızı Kur`acirc;n`da da sünnette de bulamazsak o takdirde sahabenin konuyla ilgili görüşlerine başvururuz. Ayetlerin nüzul sürecindeki karinelere ve durumlara şahit olmaları hasebiyletefsirien iyi bilenler onlardır. Ayrıca onlar tam bir anlayış, sahih bilgi ve salih amel sahibiydiler. Ouml;zellikle de Hulefa-ı Raşidin, Abdullah b. Mes`ud gibi acirc;lim ve büyük seçkin sahabeler. Konuyla ilgili olarak İbn Mes`ucirc;d şöyle demiştir: ldquo;Kendisinden başka ilah olmayan Allah`a yemin ederim ki Allah`ınkitabındaki bütün ayetlerin kim hakkında ve nerede nazil olduğunu bilirim. Kur`acirc;n-ı Kerim`i benden daha iyi bilen biri olshy;duğunu bilsem mutlaka onun yanına giderim.rdquo;19Ebucirc; Abdurrahman es-Sülemicirc; şöyle demiştir: ldquo;Bizi okutanların anlattıklashy;rına göre ashacirc;b-ı kiram Hz. Peygamber`den okurlarmış. On acirc;yet öğrendikleri zaman o acirc;yetlerle amel etmeden geçmezlermiş. Böylece biz, Kur`acirc;n`ı ve onunla amel etmeyi birlikte öğrendik.rdquo; O seçkin sahabelerden biri de uçsuz bucaksız ilim deryası, Hz. Peygambeshy;rin amcazadesi ve Hz. Peygamber`in ldquo;Al/ahım! Onu dinden ince anlayış sashy;hibi kıl ve ona tevili öğretrdquo; duasının bereketiyle ldquo;Tercüman`ül Kur`acirc;nrdquo; lakabıshy;nın sahibi olan Abdullah b. Abbas`tır, Abdullah b. Mes`ud onun hakkında İbn Abbas ne güzel Tercümacirc;n`ül Kur`acirc;n`dırrdquo; demiştir. İbn Mes`ucirc;d (r.a), doğru olan görüşe göre hicri otuz iki yılında vefat etmişshy;tir. İbn Abbas onun vefatından sonra 36 sene yaşamıştır. İbn Mes`ucirc;d`un vefashy;tından sonra ne kadar daha ilim tahsil ettiğini var sen hesap et. Bu durum sebebiyle Süddicirc; el-Kebicirc;r, tefsirinde genellikle İbn Mes`ucirc;d ve İbn Abbas`tan gelen rivayetlere yer vermiştir. Bazen de onların ehl-ikitaptan naklettikleri Hz. Peygamberin ldquo;Bir acirc;yet dahi olsa benden alıp tebliğ edin. İsrailoğullarından da rivayette bulunun, bunda herhangi bir sakınca yoktur.17Nahl 16/6418 Bu, Ebucirc; Davud`un Mikdat b. Ma`dicirc;kerib`den rivayet etmiş olduğu hadisin bir kısmıdır.19 İbn Cerir et-Tabericirc; bunu Mesruk`tan o da Abdullah b. Mes`ud`dan rivayet etmiştir. Kim kasten benim söylemediğim bir sözü bana isnad ederse cehennemdeki yerine hazırlansın,eoşeklinde buyurarak cevaz vermiş olduğu rivayetlere de eserinde yer vermiştir. Fakat bu tür israiliyata dair haberler, ayetleri teyid için değil de ancak istişhad için kullanılabilir. Zira İsrailiyyat üç türlüdür: Doğru olduğuna dair elimizde delil bulunan israiliyyat ki bu kısım rivayetler sahihtir. Yalan olduğuna dair elimizde delil bulunan israiliyyat ki bu kısım rivayetler merdudtur. Ne yalan olduğuna ne de doğru olduğuna dair elimizde herhangi bir delil bulunmayan, hakkında bir şey söylenmemiş olan kısım. Bu tarz israili haberlerin ne doğruluğuna inanırız ne de onları yalanlarız. Bunların anlatılshy;ması yukarda zikretmiş olduğumuz hadise binaen caizdir. Fakat bunların büshy;yük çoğunluğunun da dini meselelere dair herhangi bir faydası yoktur.Fasıl:Bir ayetin tefsirini Kur`acirc;n`da, sünnette ve sahabeden gelen rivayetlerde bulamadığın takdirde imamların birçoğu Mücahid b. Cebr gibi tabiinden olan kimselerin görüşlerine başvurmuşlardır. Çünkü o tefsir konusunda otoritedir. Nitekim o şöyle demiştir: ldquo;Kur`acirc;n-ı Kerim lsquo;i Fatiha sucirc;resinden Nacirc;s sucirc;resine kashy;dar baştan sona üç kere İbn Abbas a okuyarak arz ettim. Her ayetin üzerinde özel olarak duruyor ve ona acirc;yet hakkında sorular soruyordum. rdquo; Bundan doshy;layı Süfyan es-Sevri de şöyle demiştir: ldquo;Eğertefsirhakkında bir rivayet sana Mücahid`den geliyorsa o sana yeter. rdquo; Tefsir konusunda imamların görüşlerine başvurmuş olduğu diğer acirc;limler: Said b. Cübeyr, İkrime (İbn Abbas`ın azatlı kölesi). Atacirc; b. Ebi Rebacirc;h, Hasan Basricirc;, Mesruk b. Ecda`, Said b. Müseyyeb, Katacirc;de, Dahhacirc;k gibi tabiin ve tebe-i tabiinden olan diğer acirc;limlerdir. Ayetlerin tefsirinde bu kimselerin göshy;rüşleri zikredilir. Bazen bunların kullanmış oldukları ifadelerde ve ibarelerde farklılıklar olabilir. İlimden nasibi olmayan bazıları, bu farklılıkları hakiki anshy;lamda bir ihtilaf zannedip farklı görüşlermiş gibi zikrederler. Hacirc;lbuki bu doğru değildir. Bundan dolayı zeki olan kimse dikkat etsin. Hidayet veren Allah`tır. Kur`acirc;n-ı Kerim`in mücerred rey (yalnız akıl) ile tefsiri haramdır. Zira Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: Buhacirc;ricirc;, Abdullah b. Amr b. el-Ass`tarı rivayet etmiştir. ldquo;Kim Kur`acirc;n hakkında kendi kafasına göre veya bilmediği bir şey söylerse cehennemdeki yerine hazılansın lsquo;eıayrıca ldquo;Kim kendi kafasına göre Kur`acirc;n hakkında bir şey söylerse isabet etmiş olsa dahi hata etmiştir.,!Z?Çünkü o bilgisi olmayan bir konu hakkında tekellüf altına girmiş ve kendisine emredilen yolun dışına çıkshy;mıştır. Böyle yapan kişi, tıpkı insanlar arasında cahilce hüküm veren kimse gibidir. Haddi olmayan bir işe kalkışmıştır. Doğru hüküm verse dahi cehenshy;nemdedir. Bundan dolayı selef-i salihinden birçok kimseKur`acirc;n tefsirikonushy;sunda, bilmedikleri şeyler hakkında konuşmaktan son derece geri durmuşlarshy;dır. Hz. Ebucirc; Bekir`in şöyle dediği rivayet edilir: ldquo;Allah (Celle Celalühü`nün kitabı hakkında bilmediğim bir şey söylersem hangi sema beni gölgesinde barındırır ve hangi yer yüzü beni üzerinde taşır.rdquo; Hz. Enes, Hz. Ouml;mer`in minberden ldquo;Ll j lijrdquo; (meyveler ve meralar^ ayetini okuyarak (meyveler) kelimesinin ne anlama geldiğini biliyoruz. Peki Lİ kelimesinin anlamı nedir?rdquo; demiş daha sonra kendi kendisine düşünerek ldquo;Bu gerçekten bir tekellüftür ey Ouml;mer!rdquo; demiştir. İbn Cerir et-Tabericirc;, Ubeydullah b. Ouml;mer`den şöyle rivayet etmiştir: ldquo;Ben Medine fakihlerine eriştim. Onlartefsirkonusunda bir söz söylemeyi çok büshy;yük bir iş olarak görürlerdi.rdquo; Hişam b. Urve`den de şöyle nakledilmiştir: Ben babamın bir ayeti dahitefsirettiğini kesinlikle işitmedim. Muhammed b. Siricirc;n, Ubeyde el-Selmanicirc;`ye bir acirc;yet hakkında sorduğunda ona şöyle cevap verdi: ldquo;Ayetlerin kimler hakshy;kında nazil olduğunu bilenler artık dünyadan gittiler. Allah`tan kork ve doğshy;ruluktan ayrılma!rdquo; Aktarmış olduğumuz bu sahih rivayetler ve bunların benzerleri selefin,Kur`acirc;n tefsirikonusunda bilmedikleri bir konu hakkında bir şey söylemek hushy;susunda son derece çekingen davrandıklarını göstermektedir. Dil ve şeriat bakımından bildikleri meseleler hakkında konuşanlara gelince bunda zaten herhangi bir beis yoktur. Bundan dolayı saydığımız bu isimlerden ve diğer acirc;limlerdentefsirhakkında birçok görüş rivayet edilmiştir. Bunda da herhangi bir tezat yoktur. Çünkü onlar bildikleri meseleler hakkında konuşmuşlar, bil medikleri konularda ise susmuşlardır.21 İbn Cerir22 Ebucirc; Dacirc;vucirc;d, Tirmizicirc;23 Abese 80/31 İşte herkesin yapması gereken şey de budur. Nasıl bilinmeyen konuda susmak vacipse aynı şekilde bilinen bir koshy;nuda, soru sorulduğu zaman bir şeyler söylemek de vaciptir. Çünkü Allah (Celle Celalühü) şöyle buyurmuştur: ldquo;Onu mutlaka insanlara açıklayashy;caksınız, onu gizlemeyeceksiniz"rdquo;rdquo;lsquo;. Aynı şekilde konuyla ilgili olarak Hz. Peygamber de bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: ldquo;Kime bildiği meselede bir soru sorulur da bildiğini gizlerse kıyamet günü o kimsenin ağzına ateşten bir gem vurulurrdquo;25.Fatiha sucirc;resinin tefsirine başlamadan önce önemli malumatEbucirc; Bekir b. el-Enbaricirc; şöyle demiştir: Medine`de şu sucirc;reler nazil olmuşshy;tur: Bakara, Acirc;l-i İmracirc;n, Nisa, Macirc;ide, Tevbe, Ra`d, Nahl, Hacc, Nur, Ahzacirc;b, Muhammed, Fetih, Hucuracirc;t, Rahman, Hadicirc;d, Mücadele, Haşr, Mümtehine, Saff, Cuma, Münafıkucirc;n, Teğabun, Talak, Tahrim sucirc;resinin on ayeti, Zilzacirc;l ve Nasr. Diğer sucirc;reler ise Mekke`de nazil olmuştur. Kur`acirc;n-ı Kerim`in acirc;yet sayısına gelince, Kur`acirc;n`da altı binden fazla acirc;yet vardır. Küsuratı hakkında ise ihtilaf edilmiştir. Kur`acirc;n-ı Kerim`in hizb ve cüzlere ayrılmasına gelince Kur`acirc;n,otuz cüzolashy;rak meşhur olmuştur. Ayrıca medreselerde ve diğer yerlerde olduğu üzere bütün cüzler de dörtlü gruplara ayrılmıştır. Yani her beş sayfaya bir hizb işareti konulmuştur.
İbn Kesir`in hayatı için meşhur tarihçi Ebü`l Mehsan Ccmaieddin Yusuf b. Tagriberdi`nin ldquo;el-Menhelü`s-Safp ve`l-mustevfi ba`de`l-vafirdquo;; İbn Hacer el-Askalinicirc;`nin ldquo;ed-Dürerü`l-karnine fi a`yacirc;nfl-mieti`s-sacirc;mtnerdquo;; Hafız Ebü`l Mehasin el-Hüseynicirc;`nin lsquo; Zeylü tezklretü`l-Huffazrdquo;; Abdülhay b Ahmed b. Muhammed Ibnü`l-İmad el-Hanbelicirc;`nin ldquo;Şezeratüz-zeheb fi ahbarl men zehebrdquo;; Hacı Halife Katib Çelebi`nin ldquo;Keşfii`z-zünun an esami`l-kütüb ve`l-fünunrdquo;; İbn Nacirc;sırüddin ed-Dımaşkicirc;`nin ldquo;er-Reddü`l-vaflrrdquo; isimli eserlere bakılabilir.